27 Kasım 2014 Perşembe

Halı dokuyan minik eller

Geçenlerde eşimle konuşurken eski okul günlerimiz geldi aklımıza. Bizim zamanımızda erkeklere iş eğitimi, kızlara ev ekonomisi dersi diye dersler vardı. Ne güzel bir çok etkinlik yapardık. Dikiş diker, örgü, örer, nakış işler, yemek masası nasıl hazırlanır bunları bile öğrenirdik. Erkeklerde bir çok biçme, kesme v.b işleri öğrenirdi. Şimdi ortaokullarda yine buna benzer teknoloji tasarım dersi diye bir ders var. Ama kağıt kesip yapıştırmaktan başka bir şey yapılmıyor. Çocukların el sanatı denen bir uğraşları malesef yok.  Bence her yaş gurubunun yapabileceği ve ürettiği için mutlu olacağı, üstelik kendine olan güvenini artıracağı bir uğraşı olmalı.
           Biz nerdeyse altı yaşındayız ve bu aralar halı dokumaya merak saldık. Bu işe başlamamızda biraz garip oldu. Deli annenin bloğunda görmüştüm. Bizde yapalım derken aynı gün gittiğim bir kırtasiyede bu halı dokuma setini buldum. Üstelik çok komik bir rakama. Derken bir heves başladık halımızı dokumaya...Bu postu maalesef biraz geç yazdım. Şimdi halımız nerdeyse bitti. Kendince örüntü oluşturdu. Bitince bebeklerine battaniye yapacakmış. ..

23 Kasım 2014 Pazar

Sonbaharın son gezmeleri

  Defne tam bir doğa tutkunu. Çevremizdeki ağaçlar bitiyor diye oturup ağlayacak kadar duyarlı bir çocuk. Bizde sonbaharın son renklerini kaçırmadan, Nezahat Gökyiğit Botanik  bahçesine gidelim dedik. Sanırım iki sene önce yine gitmiştik. Defne o zamanda şimdiki gibi çok eğlenmişti. Fazla söze gerek yok fotoğraflar konuşsun. İstanbulda yaşıyorsanız biraz huzur ve doğa istiyorsanız mutlaka gidin:)













17 Ekim 2014 Cuma

Kızçelerim ve ben

      Hayat ne çabuk geçiyor oysa daha dün minik prensesimizi bekliyoruz derken şimdi neredeyse altı aylık olacak. Minik kuzum benim ablasına çok benziyor ama sadece fiziksel olarak. Bizi tanıyanlar bilir Defne çok zor bir bebekti, bana az çektirmedi diyebilirim. Ama Bilge onun tam tersi diyebilirim. Daha uysal, en önemlisi uyuyan bir bebek :)) Tabi ki her güzelin bir kusuru var. Bilge'nin kusuru da emmek istememesi. Doğduğundan beri aynı sorunu yaşıyoruz. Doğduğunda sırf emsin diye sütümü kaşıkla verdim. Emzirmek için bir amuda kalkmadığım kaldı. Beş buçuk ayımıza kadar inatla emzirdim. Kilo alımı çok az olmasına rağmen mama ve ek gıdaya başlamadım. Bir haftadır ek gıda veriyorum ve gündüzleri memeyi kesinlikle reddediyor. Artık sadece uykuya geçme aşamalarında ya da uyku sırasında emiyor. Araştırdım ve böyle çocuklar çokmuş. Sadece uykuda emen çocuklar. Neyse buna da şükür diyorum. Ben bebeğimi ,sadece sağlıklı olduğu için değil aramızdaki iletişimin devam etmesi için emzirmeye devam etmek istiyorum. O her reddettiğinde ben çok üzülüyorum. Bebeğini emzirmeyen anneleri de gerçekten hiç ama hiç anlamıyorum. Bunlar bilge cephesinden haberler.
   Gelelim Defneme. Benim kızçem artık birinci sınıfa başladı. Biraz minik okula başlayanlardan. Benimle aynı okula gidiyor. Şimdilik okulu çok seviyor. okuldan gelir gelmez derslerini yapıp  oyuna koşuyor. Bu aralar yine deli gibi resim yapıyor. Yüzme kursuna gidiyor. Annesi gibi boş durmayı hiç sevmiyor. Hiç bir şey yapmasa bile kağıtları kesip biçip ortaya bir şeyler çıkarıyor. Bu arada çok mükemmel bir şekilde ablalık yapıyor. Kardeşini çok seviyor. Ona kitap okuyor. Onunla oyun oynuyor. Bilge de kendiyle ilgilendiği için ablasına karşı farklı tepkiler veriyor. En çok ona gülüyor. Aralarında değişik bir ilişki var.
  Ben mi ben hep koşuşturuyorum. Gerçekten kafamı kaşıyacak vaktim yok sözü benim için söylenmiş diyebilirim. Sabah altıda kalk, çocukları hazırla, okula git, arada gel çocuk emzir, tekrar okula git, gel ödev yaptır, çocuk bak yemek yap ve diğer bütün işleri yap.Geceleri kalk çocuk emzir. Yatağa girdiğimde bütün pilim bitmiş oluyor. Bazen diyorum ki ne olur biri şu çocuklara iki saat baksa de ben hiç bir şey yapmadan sokağa çıkıp özgürce dolaşsam. Çok şey mi istiyorum acaba :))
   Bu aralar  biz böyleyiz. Ben ve kızçeler :))

   

16 Nisan 2014 Çarşamba

Minik prensesimiz geliyor

 
    Oy oy! Ne kadar uzun zaman olmuş bloğuma girmeyeli. Neyse artık buralardayım. Bu sene yeni bir misafirimiz var. Çok ama çok az kaldı 10 güncük. Evimize yeni prensesimiz geliyor. Artık hepimiz heyecanla onu bekliyoruz. Hazırlıklarımızı tamamladık. Bebek şekerlerini kendi ellerimle yaptım. Biraz uğraştım ama içime sindi. Umarım misafirlerimizde beğenir. Defne çok beğendi bana kapı süsü diye tutturunca ona da aynı kalıptan kapısına isimlik yaptım. Eee birazcık kıskançlık olacak tabii... Ben olsam bende kıskanırım beş yıldır tek prensesken bir anda hayatta en sevdiğin iki varlığı paylaşmaya başlayacaksın. Galiba biz bu alışma evresinde birazcık zorlanacak gibiyiz. Şimdilik gelip hadi kardeşim çabuk gel artık diye bekliyor ama  inşallah sonrası da şimdiki davranışları gibi olur.
  Yaşayacağız ve göreceğiz. Bizde iki çocuklular kervanına katılıyoruz. Defne gibi zor bir çocuktan sonra hala nasıl cesaret ettim bilmiyorum. Hele o kadar zaman sonra tekrar başa dönmek gözüm korkmuyor desem yalan olur. Neyse iyi düşünelim ki iyi olsun :))
Melek kızımıza melek bebek şekerlerimiz
 

Minik ablamıza kapı süsümüz
Bu da Defne'nin öğretmenine hediyemiz.

 


13 Aralık 2013 Cuma

....

Bugün 14 aralık 2013 dün mink kızımın doğum günüydü. Geçmişe dönüp baktığımda onun ne kadar çabuk büyüdüğünü bizlerinse ne kadar çabuk ömrümüzü tükettiğimizi   gördüm. 
Ömür denilen şeyin ne kadar kısa ve ne kadar dolu dolu yaşanması gerektiğini, hele bir anneysen onun her anını bir kamera gibi kaydetmenin önemini,onu ciğerine çekerek yaşamanın önemini daha iyi anladım.
  Evet beş yıl oldu ama biliyorum ki bundan sonraki beş yıllar daha çabuk gelecek.
Canım kızım bir gün bu satırları okuyacak. Belki anne olana kadar da anlamayacak. Bilmesini istediğim onu her anında çok sevdiğim. Bal kızım, hayatımın neşesi doğum günün kutlu olsun. Hayata her zaman sana mutluluk versin. Bütün güzel şeyler hep seni bulsun.
 Ben, baban ve yakında sana en yakın arkadaş olacak olan minik prensesimiz hepimiz seni çok ama çok seviyoruz. 

22 Ağustos 2013 Perşembe

Kırmızı Paletli Timsah

  Bizi tanıyanlar Defne'nin kitapları ne kadar çok sevdiğini bilir. Aslında bütün kitaplarımız eklemek istiyorum. Belki başkalarına yardımcı olabilirim diye. Çünkü ben Defne'ye kitap seçerken ilk zamanlarda çok zorlanmıştım. sürekli bloglarda gezip kitap önerilerine göre seçimler yapmaya çalışmıştım. Genelde de yanılmadım.(Umarım tembellik etmem ve ekleyebilirim)
  Defne bu kitabı hem çok seviyor, hem okurken çok duygulanıyor. Bu kitapta çevre kirliliğinden dolayı bir timsahın yavrularının yumurtalarından çıkmamasını, bir tane çıkan yavrusunun da bu kirlilikten dolayı özürlü olmasını anlatıyor.
  Bu kitabı aldığımız dönem minik bebeğimizi kaybettiğimiz dönem rastlıyor. Şu cümlesini hiç unutmuyorum. "Anne benim kardeşimde fabrikalar yüzünden mi hastalandı?"
   Zaten çevreci olan kızım her fırsatta "ben büyüyünce bu evlerin hepsini yıktırıp yerine çiçek ve ağaç diktireceğim. Bu evler yüzünden köstebekler evlerinden gidiyor, karıncaların yuvası olmuyor" diye söyleniyor. 
Mutlaka okuyun tavsiye ederim. Aynı serinin başka kitapları da var. Denizler ve ormanlarla ilgili. Resimleri de çok güzel.



19 Ağustos 2013 Pazartesi

Bu aralar çalıştım:))

 

Galiba bu yaz çalıştım. Normalde de boş oturmayı hiç sevmem. Ama bu yaz arkadaşlarımı sevindirecek bir şeyler yapayım dedim. Onların çocukları için kapı süsleri yaptım. İlk başta becerebilir miyim; diye başladığım bu iş hoşuma gitmeye başladı. Ben yaptığım işlerin hep sonucunu görmek isterim. Galiba sonuçlar ortada. Arkadaşlarım çok beğendiklerini söylediler. Umarım gerçekten beğenmişlerdir. Çünkü ben yaparken gerçekten çok mutlu oluyorum. :))



 

24 Haziran 2013 Pazartesi

Oradan buradan

Neden bilmem bir üşengeçlik var üzerimde. Ara ara açıyorum bloğu ama elim bir türlü yazmaya gitmiyor.
Okullar kapandı bizim de son haftamız. Defne'nin de kreş hayatında son haftası. Seneye anaokuluna başlayacak. Tabi nereye başlatacağım da ayrı bir dert. Bu konuya da ayrı bir zaman da değineceğim.
Daha dün doğdu derken koca kız oldu ana sınıfına oradan da birinci sınıfa başlayacak. Zaman ne çabuk geçiyor.
Hala tam bir keçi,hele bu aralar bana kök söktürüyor diyebilirim. Defne'nin lügatında kesinlikle "tamam ve evet kelimeleri yok. Biz ne dersek (sırf biz diyoruz diye cevabı ya hayır ya istemiyorum, ) Bu nasıl dört yaş krizi anlamadım. Bazen çileden çıkıyorum. Hele sabahları okula geç kalmak üzereysem. Evden dışarıya çıktığımda savaştan çıkmış gibi yoruluyorum. Bu en olumsuz yanımız.
Bu arada kreşte yıl sonu gösterimiz oldu. Dans dersi olduğunu daha önce yazmıştım. Okulda öğretmenleri çok yetenekli olduğunu söyleyip duruyorlardı ama ben hep özel kurumların bir şeyleri abarttığını düşünürdüm. Meğer doğru söylüyorlarmış. Bizim kızçenin içinde keşfedilmemiş bir dansçı hem de Rock'n Roll dansçısı varmış. Bütün okul ve diğer veliler hep bizim kızçeyi konuşuyormuş.
Tek kelimeyle muhteşem dans etti. Sanırsınız ki yıllardır dans ediyor. Aynı şekilde baleyi de çok güzel yaptı. O günden sonra anladım ki öğretmenleri abartmıyormuş. Bu kız gerçekten yetenekliymiş.
İşin kötüsü nasıl yönlendireceğimi bilemiyorum. Müzik kulağı çok iyi, çok iyi dans ediyor ve çok güzel resim yapıyor.(son resimleri bir sonraki bloğa saklıyorum)
 Ne yöne ve nasıl yönlendirme yapacağımı düşünürken umarım geç kalmam.
Küçük kuğu gibi bu prensesler.
 
Defnenin kendini kaybettiği rock'n roll dansı...

25 Mayıs 2013 Cumartesi

anneden

Havalar güzel ve ben gezmelerde... Tabi bir de sene sonunun verdiği yoğunluk olunca ortaya ürün çıkmıyor. Bu Defnoşun kuzenlerine, hediyemiz. Umarım beğenirler :))

12 Nisan 2013 Cuma

Defneden süprizler :)

   Defne büyüdü demiştim ya geçen postta. İşte bunlarda büyüyen kızımın katladığı çamaşırlar. aslında bunları bir ay kadar önce çekmiştim. (Yine cep telefonu ile) Ne güzel dizmiş değil mi? Annesi kılıklı katladığını da yere koymamış:)))

  Bir de kahvaltı süprizlerim var. Önce kendi uyandığı zamanlarda beni kontrol edip mutfağa gidiyor. Ben uyumuş numarası yapıyorum. Bakıyorum mutfaktan tıkırtılar gelmeye başlıyor. Sonra gelip "anne benim karnım çok acıktı diye beni kaldırıyor." Yalnız mutfağa giderken "anne gözünü kapa tamam mı? sana süprizim var" diyor. Ben de kapatıyorum bir bakıyorum kahvaltı hazır. 
     Bir keresinde abartmış sandalyesinden tezgaha tırmanmış yukarıdaki dolaplardan renkli kahvaltı tabaklarını indirmişti. ( tabi benim hiç aklıma gelmedi tırmanacağı). Tabakları görünce şok oldum. Çünkü dolabın kapağın açarken geri geri düşebilirdi. Üstelik o tabakların üstünde başka küçük kahvaltılıklar vardı.  
  Bir de gece yarısı kalkıp kıyafet değiştirme huyumuz vardı. Defne önceleri sabahın yedisinde kalkıp pijamaları çıkarıp yeni kıyafetler giyerek başladı. Önceleri bir şey demedim. Kendi giyebildiği için hevesleniyor diye düşündüm.Sonra bir gün gecenin dördünde kalktık Defne'nin ışığı yanıyor tabi hastamı diye korktuk. Bizim ki kalkmış  ( herhalde sabah oldu sandı)   üzerini değitirmiş. Etek ve tişört giymiş. Tabi gülsek mi kızsak mı bilemedik. İkna edip yatırdık.O gündden sonra , artık sabahın köründe ya da gece  yapmıyor bu işi normal saatlere geçtik :) Canı sıkıldıkça kıyafet değiştiriyor.
   Aklımda kalanlar  şimdilik bunlar. Bundan sonra daha sık görüşmek dileğiyle:)))

9 Nisan 2013 Salı

Hayat devam ediyor ve ben buradayım :)

 Evet hala düşününce içim acıyor. Biliyorum ki her zaman da içim acıyacak. Zor bir sürecin arkasından hayat devam ediyor ve bizde bu sürecin içinde devam ediyoruz. Bu olaydan önce nasıl üç kişi mutlu şekilde yaşıyorsak şimdide öyleyiz.

        Defnem canım kızım zaten duygusal ve anlayışlı bir çocuktu bu süreçte bunu daha iyi gösterdi. Hani sizi anlayan bir arkadaşınız vardır. Siz konuşmak istedikçe soru sormaz, ama varlığıyla her zaman sizin yanınızda olduğunu hissettirir. Defnem de öyleydi işte. Benim yanımdaki arkadaşım.
        Galiba büyüdü benim kızım, ne zamandır onunla ilgili birşeyler ekleyemiyorum. Aslında yaptığı çok şeyler var ama ben erteliyorum sonra da unutuyorum. biliyorum ileride bunları okuyunca " neden yazmadın anne?" diyecek.
       Defne kreşe devam ediyor. Kreşte müzik dersleri de var. Ayrı bir öğretmen geliyor. Onların yaş grubu darbuka ve marakas çalıyor. Defne de darbuka. Darbuka çalmak müzik kulağı istermiş              
        Öğretmeni müziğe çok yetenekli olduğunu söylüyor. Bende farkındaydım ama çok iyi olduğunu düşünmemiştim. Bu yaşlarda ya piyano ya da kemanla başlanıyormuş sanırım. Defne de istiyor ama ben hala düzgün ve yakın bir yer bulamadım. Pendik civarında bir yer varsa, bildirirseniz sevinirim?
 İngilizce ve dans dersleri de devam ediyor. Güzel kızım esnek olmasa da her kız gibi bale yapmaya pek hevesli. Bacağını tam açamayınca anne "ben esnek deyilim, ondan açılmıyoyoy " diyor :)) Okulda hem bale hem de halk dansı yapıyorlar.Neyse en azından halk dansında kurtarıyor durumu.
  Hayat devam ediyor bende, ben yine boş zamanlarımda keçeye devam ediyorum, yine hediyelik. fotoğraf makinem tamir edilmiş ama hala bana ulaşmadı. O yüzden fotoğraflar idarelik::)))
 

 

15 Mart 2013 Cuma

:(((

    Zor bir süreç ve biz ailemize katılacağını düşündüğümüz bebeğimizi kaybettik. Nerdeyse 10 gün geçti üzerinden. İçim o kadar acıyor ki tarifi imkansız acılar vardır ya işte öyle bir şey.
    Sadece piskolojik yanı olsa keşke üstüne bir de fiziksel çektiğim acılar.
Biliyorum geçecek biliyorum ki, benim de gözlerimde yaşlar olmadan bu olayı anlatbileceğim zaman gelecek ama şimdi değil.
  Herkes bir daha olur diyor. Olur mu bilmem ama umarım kimse böyle bir acı yaşamaz...

2 Mart 2013 Cumartesi

aynı şeyi yaşayan var mı

       Karnımda hissetiğimden beri Defne'nin zor çocuk olduğundan bahsedip durdum. Zor bir hamilelik ve arkasından zor bir süreç. Oysa şimdi ikinci hamileliğimde keşke diyorum, Defne gibi mide bulantılarım olsa hatta daha fazla, keşke bitmeyen migren ataklarım olsa, uykusuz gecelerim olsa...
          Malesef şu anda öyle zor durumdayım ki...Karnımda yaşayıp yaşayamayacağını, yaşasa sağlıklı bir şekilde dünyaya gelip gelemeyeceğini bilemediğim bir canlı var.
          Başımdan geçene olayı anlatmak istiyorum belki benzer durum yaşayıpta iyi sonuçlananlar olmuştur. 5 haftalık hamileyken dr gittim. Hamile olduğumu ama kesenin 4 haftalık gözüktüğünü söyledi. Bu çok önemli değil döllenmeden kaynaklanabilir dedi.Üç gün önce kanamam oldu acile başka dr gittim. Gebeliğin bozulduğunu istersem hemen kürtaj yapabileceğini söyledi. Tabi ben şok oldum. Kendi dr aradım o olabileceğini ama görmek istediğini söyledi. Ertesi gün kendi dr gittim. Ultrasonla baktı ve o da gebelik kesesinin boş olduğunu ve bozulduğunu ama emin olmak için ayrıntılı ultrasonla bakılması gerektiğini söyledi. Bebeğin kalp atışlarının durduğundan emin olmadan kürtaj yapamayacağını vicdani sorumluluğunu taşmak istemediğini söyledi.
       Artık bizde üç dr aynı şeyi söyleyince bebeği kaybettiğimize inandık. Neyse ben ayrıntılı ultrasona girdim. Oradaki dr biraz arama çabaları sonucu bebeğin KALP ATIŞLARINI duyduk. Tabi ben ölmüş cevabını beklerken tam bir mucize gerçekleşti ve kalp seslerini duyduk.Ben hüngür hüngür ağlarken ,Dr da şoka girdi.
 Bebek haftasından bir hafta geri gözüküyor ve benim hala kanamam var.
Acaba bu gebelik kesesi düzelir mi?
Bir hafta sonra tekrar gideceğim ama bu bir hafta nasıl geçer bilmiyorum.
   Ne olur yaşasın:(( 

13 Şubat 2013 Çarşamba

keçeden kapı süsleri

     Herhalde bloğu olupta keçeyle uğraşmayan bir ben kalmıştım. Aslında çok uzun zamandır aklımdaydı. Özellikle "tiryaki hobi" bloğu uğramadan geçemediğim bloglardan birisi oldu. Her gecenin karesini izliyorum.
    Beni tanıyanlar az çok bilir böyle sevimli uğraşları severim. İşin içinde çocuklarla ilgili birşeyler varsa ben kesin oradayımdır. Galiba sınıf öğretmenliğinin olumlu yanları. Gerçi bir süre sonra onlar gibi konuşup onlar gibi davranıyorsunuz.Bu da olumsuz yanı ama :)))
   Bende bu renk renk keçelere dayanamadım ve bensiz olmaz deyip hem sevdiğimiz insanlara hediye olsun hem bana uğraş olsun diye birkaç birşey yapmaya çalıştım.
   Yaptığım bir çok şekili bu işi yapan blog arkadaşlarımdan bakarak çizdim. Hepsinin emeğine sağlık umarım beni anlayışla karşılarlar. Ben bu işi sadece hobi olsun diye yapıyorum.
     Şimdi birkaç foto ekleyeceğim ama fotoğraf makinem hala bozuk olduğundan cep telefonuyla çektim. Fotolar bu yüzden çok kötü.Aslında renkleri çok canlı ama neyse makinem yapılsın o zaman fotoları değiştiririm.
Bu canım kızım  için,maymunu görünce dayanamdı. Kendisi de küçük bir maymun ne de olsa:)  Maymunun dilini kendisi istedi.
     
Daha hediye yapılacak çok kişi var artık yavaş yavaş yapınca eklerim.
Bir daha ki posta çok önemli bir haberim var. Bekle bloğum. Üç gün sonra:)))

31 Ocak 2013 Perşembe

Defneden...

  
 Ne kadar ihmal etmişim bloğumu... Aslında hep aynı yerlerdeyiz. Defneyle, okulla ve teleşla hayata devam ediyoruz. Birçok şey apıyoruz ama fotoğraf makinemi yere düşürdüğüm için yaptıklarımızı görsele dökemiyorum. Sadece yazmakta zor geliyor.
      Defnem de her çocuk gibi büyüyor. Fiziksel olarak pek değil ama diğer yönlerden geçmişe bakınca ne kadar değiştiğini daha iyi görüyorum.Artık daha iyimser daha çok şeyden mutlu oluyor.Kendisi bile farkına varıyor ki "Anne ben bugün hiç eziyet etmedim, dimi" diye söylüyor. Mızmızlıklarımız gerçekten daha da  azaldı. Kendi kendine birçok şeyi yapıyor.  Tamamen kendi kendine giyinip soyunabiliyor ve tuvalete bile gidebiliyor.Yalnız bir  kötü huyumuz var çok ama çok inatçı,tam bir  keçi diyebilirim.   Kreşe devam ediyor. Bu sene ikinci karnemizi aldık. Hepsi gülen yüz :)))
    Okulumuzda dans dersleri var. Hem bale öğreniyorlar hem de halk oyunu. İgilizce dersleri ve müzik dersleri de var. Müzik derslerinde basit müzik aletleri çalıyorlar. Defne de ritim duygusu çok iyiymiş bizimkine darbuka vermişler. Sene sonu gösterisinde dinleyebileceğiz sanırım. Evde de ona zil ve marakas almıştım. Poposuna vura vura bize müzik yapıyor. Bu aralar en büyük eğlencemiz bu...
    Günümüzün büyük bölümü kızımla ayrı geçiyor. Ama birlikte olduğumuz zamanları  iyi değerlendirmeye çalışıyorum. Genelde onun istediği şekilde oynuyoruz. En çok oyuncaklarını konuşturmayı seviyor. O yüzden bu aralar kukla sahnesi arayışı içindeyim. Legolar, etkinlik kitapları, dergi etkinlikleri, yap bozlar, resim yapmak ve kitap okumak en çok yaptığımız etkinliker.Bir de boğuşmak, özellikle babasıyla  uzun süre boğuşuyorlar:))Bizde bu arala böyle...
         Hayat devam ediyor, bizde devam ediyoruz
  
 

13 Aralık 2012 Perşembe

Doğum günü fotoğraflarımız

Dün doğum günü yazımız bugünde doğum günü fotoğraflarımız. Malesef mum üflerken çekilen fotolar bende yok. Neyse onları da sonra eklerim.
Doğum günün kutlu olsun bebeğim. Seni çok seviyorum:))