14 Eylül 2012 Cuma

Bitmeyen istekler

    

       Defne ve bitmek bilmeyen ağlamaları. Artk yoruldum galiba ve alışkanlık yarattı sanırım. Yeni ağlama konumuz sürekli birşeyler istemek ve istediği şey alınmayınca özellikle sokak ortasında yaygara kopararak ağlamak. Bu noktaya nerden ve nasıl ulaştık bilmiyorum. Halbuki Defne çok küçüklüğünden beri oyuncakçıya girsek bile sadece bakıcaz, almıyacağız dediğimizde bakıp çıkan bir çocuktu. Markette de aynı şekildeydi. Ona bir tane kek ve küçük süt yetiyordu.
      Şimdi ne oldu anlamıyorum. Reklamlardaki herşeyi istiyor. Birinde bir oyuncak görse istiyor. Hatta yolda bir çocuğun elinde birşey görüyor onu bile istiyor. İstediği şeyler kendisinde olmayan şeyler değil aslında sadece rengi ya da şekli değişik. Bunu bir türlü anlatmıyorum.
      En çok üzüldüğüm kendisinden biraz büyük abla dediği kişilerden (mesela parmağında yüzük göürüyor) bana bundan alsana diye birşeyleri istemesi. Ya da onlardan oyuncağını istiyor. Onlarda kıyamayıp veriyor.
      Kaç defa konuştum. Kimseden birşey istenmeyeceğini, ancak onlar hediye ederse kabul edebileceğini. Sadece ihtiyacamız olan şeyleri alabileceğimizi ,bütün gördüğümüz oyuncakları ya da eşayaları alamıyacağımızı...
     Ama nerede beni dinleyen. Bugün yine aynısını yaptı. Büyük bir ablasında gördüğü saatten istiyor.Zaten saati var. Bir daha alamayacığımı söyledim ve yolun ortasındaki kıyameti görmeliydiniz.  
     Artık ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Nasıl davranmalıyım bilemiyorum. Bu çocuklar büyüse de derdi bitmiyor. Hatta daha da artıyor mu ne?
      Sanırım yine kural tablosuna başvuracağım. Umarım bu sefer de işe yarar.

3 Eylül 2012 Pazartesi

Güzel bir tatildi:))

Herhalde böyle bir deniz gördükten sonra insan başka bir denize girip yüzemez. Burası Datça Palamutbükü.    Datça'nın güzel bir yer olduğunu duymuştum. Ben yer olarak Büyükada'ya benzettim. Fakat orada biz denize girmedik. Datçadan 23 km uzakta Palmutbüküne gittik.  Doğa olarak çok yeşil bir yer değil. Yolu ise çok ama çok virajlı çok zor bir yol ama denizi ve sakinliği herşeye değer. Hele çocukluysanız kesinlikle tatil için öneririm. Havuzlu pansiyon sanırım bir tane var. Çünkü havuza ihtiyaç duymuyorsunuz. Deniz çok az tuzlu az dalgalı ve suyu soğuk değil. Üstelik tertemiz bir çöp bile yok.  

                       Bu güzel kendi gözlüğünden çok benimkini taktı.
Sanki çeşme suyu gibi değil mi? Uzun mesafe gitseniz bile denizin dibi bu şekilde net gözüküyor.
                                                          Balık kızım benim.
      Burası  Ovabükü, Palamutbükü'ne 7 km orada çok güzeldi. Üstelik kendinize özel plaj gibi sakin. Birkaç aile var sadece.
                    Burası da ovabükünden bir manzara.
     Bu koy ise Ovabükü ile Palamutbükü arasında küçük bir koy ve    mükemmmel .Arabayı yol kenarında bırakıp yürüyerek koya iniyorsun. Rengi turkuaz mavisi. İnsan denizin içinden çıkamıyor.
                                Burası da o güzel ve küçük koy.


                  Bütün gün sudan çıkmayan cimcimem.
                       Bu manzara da hergün akşam yemeği yiyorsunuz.


Defne ile geçirdiğimiz en güzel tatildi. Hem Defne sevdi hem biz. 
Şimdi bize işbaşı Defneye kreş. Hadi bize kolay gelsin