31 Ocak 2012 Salı

Ne yapsak ne yapsak derken...

       Dışarıda neredeyse tipi diyeceğimiz şekilde kar yağınca evden dışarıya adım atamıyoruz. Tatil olunca Defne'yi kreşe de göndermiyorum. Ama onu oyalamak gerçekten zor oluyor. Onunla eskisi gibi etkinlik yapamıyoruz. Kitap ta okuyamıyoruz. Sürekli inatlaşma dönemine yine girdik.Tam bir keçi... Ne desem tam tersini yapıyor.Sözleri çok acımasız. Sanki annesi değilim de düşmanıyım. Biliyorum geçici bir süreç ama sabrım bazen taşıyor. Her alttan almaya kalkışım hayal kırıklığı... O kadar yoruyor ki...  Yine de vazgeçmiyor ve yine kürekleri çekiyorum. Karaya belki ulaşırım diye...
 Ne yapsak ne yapsak derseniz. Bu da evde sıkılanlara bir etkinlik örneği. Elimizdeki kağıtlardan farklı geometrik şekiller kestim. Masanın üzerine koydum. Ben daha söylemeden o zaten yuvarlakları alıp bak kardan adam diye başladı. Zaten ondan sonra gerisi geldi.
O köşedeki yuvarlakların olduğu şekil babasının arabasıymış. Ortasındaki  mavi şekilde koltuğuymuş. Babası rahat etsin diye. Tabii bu yakışıklı adam babası. Aslında kardan adam diye başlamıştı. O ev bizim evimiz. Ağaçta bahçemizdeki ağaçmış.

29 Ocak 2012 Pazar

güle güle bukleler

   Artık taramak işkence olan ama çok güzel görünen buklelerimize veda ettik. Her sabah okula giderken taratma derdinden az da olsa kurtulduk. Yaklaşık üç dört aydır her hafta sonu kestirmek istedik ama maalesef Defne'yi ikna etmek çok zor oldu. Gerçi bende kıyamadım aslında istemeyen bendim. Kıyamadım kuzumun buklelerine. Babası ikna etti bizi üçümüz birlikte gittik kuaföre, şansımızdan kimse yoktu. Önce Defne'yi ikna etmeye çalıştık. Kucağında oturacağım diye tutturdu.Kestirmem diye ağlamaya başladı. Sonra orada çocuklar için kullandıkları bisiklet varmış.Zorla ikna ettik ve bisikletin üzerinde saçları kesildi.Bir yandan bisikleti sürdü bir yandan saçlar kesildi. Ama kesilirken o kadar heyecanlıydıki görmeniz gerekirdi. 
     Artık buklelerimiz çok minik sadece uçlarda var. Açıkçası pişman oldum.Uzun saçı daha çok yakıştırıyordum. Sonra düşündüm ki yine uzar. Tabi ilki gibi olmaz. Çünkü onlar anne saçıydı. O bukleleri aldık ve saklıyoruz. 

1 Ocak 2012 Pazar

Bereket kuşlarımız


  Herkes yapar da ben dururmuyum. Bunlarda benim bereket kuşlarım. Blogla tanışmadan önce ( ismini vermek istemiyorum) bir mağzada gördüğüm bu kuşları daha sonra bloglarda ve internet üzerinden daha çok sevdim. Uzun zamandır yapmak istiyordum ama beceremem diye yapmamıştım. Galiba becerdim. Hemde eski yılın son saatlerinde. Kendi kendime yeni yıl hediyesi vermiş oldum. Mutfak camına astım çok güzel görünüyor.Ben çok sevdim. Eşim ve Defne de çok sevdi. Şimdi  sıra Defne için yapmakta...