4 Ağustos 2011 Perşembe

Nasıl oldu anlamadım ama artık okulluyuz

    Doğrusu anlamadan üstelik tam araştırmadan Defne'yi kreşe yazdırdık. Aslında uzun zamandır aklımda olan bir meseleydi. Artık Defne'ye yetmediğimi düşünüyordum. Etrafında sadece ben, eşim ve bakıcımız vardı. Bu durum beni rahatsız etmeye başladı. Çünkü o bir çocuktu ve çocuklarla birlikte olması gerekiyordu. Sadece bu değil tabi... Defne kendini de savunamayan bir çocuk elinden oyuncağı alınsın oturur ağlar, gidip almaz. Aynı zamanda aktif bir çocuk resim yapmayı seviyor, kitap okumayı seviyor, etkinlik yapmaya bayılıyor, sürekli oyun oynamak istiyor ve ben çalışan anne olarak bir yerden sonra onun ihtiyaçlarına ve enerjisine yetişemiyorum. 
    Kreşi internet üzerinden buldum aslında. Önce başka bir yere baktım ama inanın şaştım. Benim evim daha güzel kreş olur oradan. Koymuşlar ortaya bir masa, iki üç tane oyuncak başlarında öğretmen demeye bin şahit bir kız  ve dünyanın parasını istiyorlar. 
     Bu kreşi içeriye ilk girişte sevdim çünkü her tarafta kitaplar vardı. İlk gözüme çarpanlar Tübitak yayınları oldu ve yüzlerce kitap. Benim için çocuğuma eğitim vermeleri değil orada kızımın ve çocukların  seveceği etkinliklerin yapılması. Çünkü o daha çocuk ve çocuk gibi yaşamalı bilgi her zaman öğrenilir. Zaten şimdiden öğrenirse okulda ne öğrenecek. 
      Burada birde müzik eğitimi var piyano ve bateri. Bizim kızçenin bateri tutukusu başka zaten. O henüz görmedi görünce çıldıracağına eminim. Resim içinde özel resim öğretmeni geliyormuş. Ayrıca sinema saatleri ve kitap okuma saatleri. Birde spor zamanı Defne şu parklardaki spor aletlerinden bile inmiyor. Orada da öyle yaptı. Zor ayırdım. Birde ingilizce öğretiyorlar. Defneyle biz evde başlamıştık. Başka bir dilin olduğunun farkına vardı. Renkleri ve sayıları öğretmiştim. Şimdi yolda ne görse bunun inglizcesi ne diye soruyor. Arada saçma sapan bir şeyler söyleyip anne ben ingilizce şarkı söyledim diyor. Daha ilerlermi bilmemem, öğrense de öğrenmese de önmeli değil önemli olan iyi vakit geçirmesi. Ben işimdeyken aklımın onda kalmaması.
  Şimdi asıl sorun alışma evresi ayın onbeşinde başlayacağız. Aslında haftada üç gün gidicek, iki gün bakıcımıza devam. O bizim teyzemiz artık. Ev ortamından da teyzemizden de kopmasını istemiyorum. Bakalım bize neler getirecek ve bizden neler götürecek.

4 yorum:

yerdenuzak dedi ki...

Okulun kendi gelişimi açısından çok faydalı olacağı kesin, kendini daha rahat ifade edecektir, resim yapmayı seviyorsa, takdir edildikçe yüreklenecektir, bence çok eğlenecek, içiniz rahat olsun;)

Nil dedi ki...

Beni de kreşte ilk etkileyen kitaplar olmuştu. çok ilginç. ayrıca bir yanım boşver öğrenmesin nasıl olsa ilerde öğrenecek derken, diğer yanım da öğrenmeli beynini daha fazla kullanmalı diyor.

miss kokulu defnem dedi ki...

oh oh, yuvayı destekleyen bir anne olarak, çocukların yuvaya gittiğini duyunca çok seviniyorum, en iyisini yapmışsınız, hele 3 günle başlamak tam anlamıyla en doğru karar, ben çok seveceğinden ve Denfe'ye çok şey katacağından eminim.. ama ne olursa olsun evden ilk ayrılış küçük çaplı sıkıntılar yaşanabilir, ama yılmak yok yola devam...
hayırlısı olsun,
sevgiler

defne naz dedi ki...

Umarım öyle olur yerden uzak , benim en korktuğum zaten çocuğun yeteneklerinin köreltilmesi.
Sanırım Nilhanım sende kitaplara çok önem veriyorsun. Benim okulda en çok karşılaştığım sorun bilen öğrenciler oluyor. Malesef herkes çocuğunu aynı şekilde eğitmiyor. Bu yüzden bilen çocuklar çabuk sıkılıyor ya da davranış problemi yaratıyor. Beynini kullanmalı katılyorum ama öncelikli olarak yeteneklerini açığa çıkartıp onları geliştirmeli.
Sağol Canım Defnoşun annesi. İçimi rahatlatıyorsun. Umarım dediğin gibi olur. Ben zaten bir ay alışma süresini göze aldım. Sevgiler:))